Şehir

Civan’ın Şehir Notları #4: Fikret'in Dünyası

Antikacılar caddesi Çukurcuma’da, antika ama çocukça zevklerin bulunduğu bir dükkan “Fikret’in Dünyası”. İçindeki çocuğu hala koruyup, oyuncağın tarihini ve geçmişteki yadigarını sunuyor Fikret bize kendi şirin dünyasında. Eski oyuncaklara değer veriyor, çünkü yeni oyuncakların hızlı tüketim aracı olduğunun ve eskiler gibi bir “anı”ya sahip olmadığının farkında.

İstanbul’un en eski ve zengin kültürünü barındıran lokasyonda, içerisi tıklım tıklım oyuncaklarla dolu bir dükkan, bu cadde üzerinde kendi ışıltısıyla bir köşede saklanmakta. Fakat bu gizemli hava, içeri girdiğinizde size gülümseyen Fikret Bey ve tüm sıcaklığıyla sizi kucaklayan oyuncaklarla beraber içinizi ısıtan bir atmosfere dönüşüyor. Yerli bebekler, koleksiyon arabalar, oyuncak evler, bez bebekler, minyatür askerler…

 
 

Fikret, 96 yılında eski objeleri toplamaya başlamasıyla bu yola giriyor. 97- 98 yılları arasında topladığı telefon kartlarından sonra, 98 yılında ilgisi eski oyuncaklara kayıyor ve ilk oyuncağı olan altın rengi itfaiye aracını alıyor. Çevredeki antikacılar, Fikret'in bu şehre özgü nadide parçaları bulabilmesi için önemli bir kaynak. Yerli oyuncakların dışında, yurtdışından toparladığı özel bir koleksiyonu da bulunmaktadır.

Tüm mütevaziliğiyle dükkan, her bir detayı ile kalbinizi okşuyor, birazcık da geçmişe götürüyor haliyle.

Civan'ın Şehir Notları #3: İnci Pastanesi

Civan'ın ilhamını aldığı ve içine doğduğu Beyoğlu kültürü, geçmişte İstanbul Beyefendilerinin, eski zaman hanımefendilerinin etkileyici arka planını oluşturuyordu. Zamanla tüketim alışkanlıklarının değişmesi ve kentsel "dönüşüm" projelerinin etkisiyle bu kültürü oluşturan yapı taşları da zamanla değişmeye zorlandı, ya da direnmeyip kapandı. Şehirden aldığını şehre geri verme misyonunu üstlenen Civan gustosu da şu günlerde kapatılması gündemde olan İnci Pastanesi' ni desteklemekle beraber, şehir notları arşivinde ölümsüzleştiriyor.

Taksim Meydanı-Tünel istikametinde sağda kalan iddiasız, sade vitrini ile muhtemelen ilk bakışta ilginizi çekmeyecek, fakat bir kere gittikten sonra aklınızda tutmak için kendinize ipuçları oluşturmak zorunda kalacağınız bir yer (Mephisto'nun tam karşısı gibi).

Vitrinin sadeliği, içeri girdiğinizde şaşırmanıza sebep olacak kadar az sayıdaki masa sandalye sayısı ile de örtüşüyor. İçerideki makine gibi işleyen servis elemanları, tecrübeyle gelen sakin disiplin burayı oturulup takılanacak bir yer olmaktan çıkarıyor zaten. Zira buraya gelen bir kişi adeta görevini üstlenmişçesine hızlıca siparişini verip bir profesyonel gibi 3 lokmada koca tabağı süpürüp oyalanmadan yerini yeni gelenlere bırakıyor.

Lucas Zigoridis (ya da vitrinde yazdığı üzere Luka Zigori) muhteşem profiterolün formülünü geliştirmeden önce ise şu an İnci'nin bulunduğu yerde Tatarian isimli bir gömlekçi zanaatini yapıyormuş, Atatürk'ün gömlekçisi olduğu rivayet edilen gömlekçi, işini büyütmek için burayı Lucas Bey'e satarken Beyoğlu kültürünün vazgeçilmez parçalarından birinin kuruluşunu hazırladığının farkında mıydı acaba?

İnci Pastanesi şu anda hala Lucas Bey'in kurduğu yerde üretimine devam ediyor, geleneğin mirasçısı Musa Bey 1944'te başlayan maceraya 1960 yılından beri dahil ve kendisini Lucas Bey'in oğlu olarak tanıtıyor, aralarındaki ilişki baba-oğula dönüşen usta-çırak ilişkilerinin en güzel örneği.

Şıklıkla ve eski klasik tarzda ağırlanacağınız İnci Pastanesi'nde (profiterolden gözünüzü ve gönlünüzü kaydırmayı başarabilirseniz) Bavaruaz, Uludağ pasta (meyveli), Krem Karamel ve Maron Degise gibi klasik lezzetlerinden de denemelisiniz.

İNCİ PASTANESİ

İstiklal Caddesi No: 124/2, Beyoğlu, (212) 243 24 12

Civan'ın Şehir Notları #2: Erten İvme Ayakkabı Mağazası

İstiklal Caddesi'nde Galatasaray'a ilerlerken sola kıvrılan sokaklardan birinde, kaybolup da tesadüfen bulabileceğiniz yerlerden biri değil burası. Öyle en son moda ürünlerini apaçık teşhir eden ihtişamlı bir vitrini de yok. Zaten göz hizasının oldukça altında kalan bu vitrinin, merdivenle yarım kat aşağıya inerek girebileceğiniz mağazanın en az ilgi çekici yanı olduğunu söylemek mümkün.

İçeri adım attığınızda gördüğünüz şey ise muazzam, sizi zaman-konum ekseninden saptıracak mükemmellikte bir ayakkabı cenneti.

Erten İvme iki kuşaktır ayakkabıcılık yapan İzmirli bir ailenin üçüncü kuşaktan son varisi. Kendi oluşturduğu imparatorluğa el verecek bir varisi yok maalesef bu da her yaptığı ayakkabıyı daha da değerli kılıyor. Zamanında Zeki Müren'in ikonik topuklu ayakkabılarında imzası bulunan Erten İvme, eski Beyoğlu kültürünün en değerli yapıtaşlarından birini oluşturmuş küçücük mağazasında.

Zaman ve gelip geçen hükümetler canını çok yakmış olsa da günün sonunda hala ayakkabı yapıyor olmaktan yaşadığı hazzı sizinle kurduğu iletişimden hissetmek mümkün.

Erkek ve kadın modellerde tekniği mükemmele yakın klasik bir çizgi tutturmuş olması yılların deneyiminin bir getirisi. İçerinin beyaz-krem ambiyansı ve eski dönem stilize dekorasyonu, Erten Bey'in yerinde müdahaleleri, ayakkabıların raflardaki diziliş şekli, içerideki doğal deri ve boya  kokusu size şimdiye kadar yaşamadığınız bir ayakkabı deneyimini yaşatmak için itinayla bir araya getirilmiş bileşenler gibi.

Güzelliğin ızdıraplı olduğu genel fikri de Erten İvme ayakkabılarından birini ayağınıza geçirdiğiniz anda sonlanıyor. Her biri sanat eseri gibi duran bu klasiklerin aynı zamanda bu kadar rahat olması klişeleri yok ediyor, hem şık hem rahat görünüşün gizli formülü oluyor.

Erten İvme Ayakkabı Dükkanı: Fuat Uzkınay Sokak 6A - Beyoğlu (İstiklal Caddesi'nde Mado'nun yanından girince Yeni Melek Sineması'nın sokağı - Eski Hava Sokak / Tel: 0212 249 39 62)